|
|||
Masal diyarı Kapadokya |
Gezi | |
Sadece tarihi açısından değil aynı zamanda ruhani dünya sahnesiyle de yüzyıllardır varlığını koruyan Kapadokya bölgesi ‘Dünya Mirası’ statüsünü sonuna kadar hak ediyor. Bu şaşırtıcı güzelliği bu ay İpek Tuzcuoğlu kaleme aldı. Bazen bir fotoğraf bazen bir görüntü bazen bir dost bazen de bir koku sizi geçmiş zaman kapılarından birinin önüne bırakıverir ansızın. Oysa ki siz ‘an’dasınızdır fakat zihniniz ve ruhunuz çoktan terk edivermiştir bedeninizi. Kapılar kapıları açar ve geçmişe yolculuk başlar artık. Aslında birkaç dakika süren bu yolculuğa saatleri sığdırır insan, duygudan duyguya geçer... Bendeniz de sevgili Nilüfer Pazvantoğlu’ndan aldığım bir telefonla (“İpek’çiğim, Seninle dergisinin gezi yazılarını ünlü isimlere yazdırıyoruz. Senin Türkiye’de ya da yurt dışında gittiğin bir kentle ilgili yazı yazmanı arzu ediyoruz” demesiyle) işte böylesine bir kapının önünde buluverdim kendimi ve çok eskidendi çok o diyarla buluşmam ama kesinlikle orayı yazmalıyım dedim ve girdim o kapıdan içeri Murathan Mungan’ın dizeleri eşliğinde;
Hani erken inerdi karanlık, Hani ay herkese gülümserken, Hani hepimiz arkadaşken, Dediği gibi işte o kadar eskidendi bu masal diyar Kapadokya ile tanışmam. Belki okuyucularımızın hâlâ dün gibi hatırladığı ‘Asmalı Konak’ dizisi vesile oldu bu buluşmaya. Ve Açık bir arazi olduğu için bulutlar çok hızlı yer değiştirir ve harikulade ışık oyunlarına şahit olursunuz gökyüzünde. Yolda giderken göğe bir bakarsınız, harika bir bulut kümesi sizi selamlıyordur. Kafanızı çevirir bir başka tarafa bakarsınız, peribacaları sıraya durmuş sizi selamlar. Diğer tarafa bakarsınız, güneşin hüzmelerinden muhteşem Yaradanın doğayı en güzel resmettiği yerlerin başında gelir kısaca. Eeee, o zaman kişinin hayatına kısa da olsa bir mola vereceği derin nefeslere sakin kulaçlara yol alacağı yerdir. Bendenizin buralarla buluşması da bir dizi film teklifiyle hem çalışmaya dolayısıyla da yaşamaya başlamamla oldu. Akşamüstü gün batımında varmıştım kalacağımız otele. Sinasos’ta bir yerdi, âdeta büyülenmiştim. Sokakların dokusu, evleri, taşların mimarisi, sessizlik, o atmosfer inanılmazdı. Daha sonraları vadileri keşfe çıktım. Hele Kızılçukur mutlaka her akşam günbatımında tek başıma arabayla gittiğim yerdi. Bir dostum, arkadaşım oldu, vadi yürüyüşleri yaptık. Göreme bir açıkhava platosu gibiydi âdeta. Sanki bir yerlerden eski yüzyıllara ait insanlar çıkıverecekmiş gibiydi. Avanos’ta çömlek yapmayı öğrendik, Ürgüp’te esnafla çay kahve muhabbetlerimiz oldu... Çavuşin köyüne yürüyüşler, Güvercinlik Vadisi, Aşk Vadisi, kiliseler, güvercin yuvaları, peri bacaları bizim en sıkı dostlarımız oldu aylar sonrası.
Ne zaman huzur ne zaman derin bir nefes ve ne zaman yaşamın binbir rengine nüfuz etmek ve ne zaman doğanın o harikulade oyununa katılmak istesem, işte orası Güzel Atlar Ülkesi’nden başka bir yer olmaz benim için... İşte, bir telefonun bana yaşattığı duygular. Geçmiş zaman hatıralarından bendenizden kısa bir özet sizlere. Bu vesile ile de bir selam da Kapadokya’ya, oradaki eşe dosta, vadilere, güvercinlere ve benim güzel bulutlarıma... Ve tabii ki sevgili Meral Okay’ın güzel ruhuna... Geçmiş zaman kapıları kimi zaman bir görüntü kimi zaman bir dost kimi zaman bir koku ile açılır dedik ya yazımızın başında, benimki de bir telefonla Seninle dergisi okuyucularına açıldı işte... Son söz de şairin güzel dizeleriyle olsun; Hani şarkılar bizi bu kadar incitmezken,
NE YAPILIR? BALON TURU Kapadokya Balloons 0384 271 24 42 OUTDOOR Kapadokya Jet Boat 384 511 34 59 NEREDE YENIR? Avanos Restaurant 0384 511 4844
|
|